Halk Hikayeleri
Hırsız baba bir gün kızına misafir olur. Her gün mutlaka bir şey çalmayı huy haline getirmiştir. Misafır hırsız baba kızının evinde çalacak bir şey bulamayınca geceleyin el değirmenini çalıp evin dışında gübrenin altına saklar. Sabah olur, el değirmeni ile zahire öğütüp un yapıp, ekmek pişirmek ister. El değirmeni kayıp, aç kalan baba neticede kızına der.
Hey kızım tanrı böyle huyun belasını versin.
Alışkanlıktır, bir gece çalacak bir şey bulamayınca el değirmenini çalıp gübrelikte sakladım.
MEHMET İLE HIZIR
Bir gün erkek çocuğu olmayan baba; kutsal Hızır gölüne gider.Hızır'a yalvanp yakarır, Hızır'dan erkek çocuğu dileğinde bulunur.
Ey Hızır sana vaadim olsun ki erkek çocuğum olursa, bir öküzüm var onu kurban ederim; der. Gün gelir erkek çocuğu olur. Baba çok mutlu.Adını Mehmet (Memo) koyar. Boz öküzü Hızır adına kurban eder. Çocuk büyür ama babasının başına nice belalar getirir. Her kez babanın kapısına dikilir. Baba oğlunun yaptıklarından sorumlu tutulur, bir bir hesap verir. Neticede babaya bıkkınlık gelir. Usanır, gına gelir. Tekrar Hızır gölüne gider. Olanca sesiyle Hıznıa serzenişte bulunur;
Ey Hiızır, Hızır ! Boz öküzümü ver, hayırsız Memo'yu al der.
SAKSAĞAN İLE KARGA
Saksağan karganın zıddına gider." Sen simsiyahsın, benim kar gibi bembeyaz kanatlanm var " der. Saksağan kibirli davranır. Her gördüğünde kargayı aşağılar. Karalığı kargaya suç sayar.
Saksağanın dırdınndan kurtulamayan karganın sabrı taşar. Saksağana hak ettiği cevabı verir.
ak saksağan. Beni söyletiyorsun artık. Kar da bembeyaz.Arna herkes gider üstüne sıçar. Kanatlarının bembeyaz olduğu doğrudur, ama ağzın boktan hiç çıkmaz. Bu ağır cevaptan sonra saksağan dilini yutar. Çenesini kapar. Karga bir nebze nefes alır. Saksağanın dırdırından kurtulur.
Bu sayfaya henüz yorum yazılmadı.